EdeBiYaTın YeNi YeRi
  YaZı DeNeMeLeRi
 

KARINCA MİSALİ YAŞAMAK

“Büyümek vakti artık küçük bebek.

Bazı şeylerin farkına varman gerek.

O eski, neşeli, hayat dolu çocuğu öldürmen;

Büyümen gerek.

Nasıl görmek istiyorsa insanlar seni öyle yaşamak zorundasın.

Olduğun gibi değil insanların istediği gibi yaşamalısın.

 

‘Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi görün!’ devri kapandı artık.

Ya başkalarının istediği gibi ol, ya da onların istediği gibi görün, ya da…

Başka bir ‘Ya da’ yok bu yaşamda.

Tek şansın var sıradan olmak.

Ya da…

Sıradan olmak

Dedim ya başka seçeneğin yok!

    

Fikrini sormaz sana hayat.

Zaman suç ortağı hayatın.

Değiştirirler seni sormaksınız,

Fikrini almaksızın.

Hoş alsalar da pek önemi yoktur ya…

Neyse…

    

‘Büyümüş de küçülmüş’ derdiniz bana küçükken. Tıpkı bir yetişkin gibi davrandığımı söylerdiniz… O zaman sorun yoktu. Küçükken büyük gibi davranmak bir meziyetti çünkü size göre. Ama büyükken küçük gibi davranmak aptallık, geri zekâlılık… Ben büyümek istemiyorum ki… Neden büyümek istemediğimi anlamıyorsunuz değil mi? Unuttunuz mu ben büyümüş de küçülmüş minik bebek. Bir kere büyüdüm ama anladım ki büyümek göründüğü kadar iyi bir şey değil. Sonra geri küçüldüm ben de. Ve bir daha büyümeye hiç niyetim yok. Anlıyor musunuz? Anlamıyorsunuz.’

 

Anlamıyorsunuz,

Ya ben bir çocuk gibi bakmak istiyorsam hayata,

Her şeyi öyle değerlendirmek daha mutlu ediyorsa beni…

    

Haklısınız. Benim mutluluğumun ne önemi var ki? Önemli olan koloni.

    

‘Karıncalar sadece kolonileri için yaşarlar. Onlarda bireyin önemi yoktur. Zaten her bir karıncanın 2 milyon kardeşi vardır. Onların fark edilme gibi bir şansları yoktur. Tercih yapma hakları da… Koloni ne emrederse onu yapar onlar. Kurallar neyi gösteriyorsa öyle yaşarlar.’

    

Peki, ben bir karınca olmadığıma göre, tercih yapma şansım olduğuna göre… Ya da yok mu? Ben var diye kendimi mi avutuyorum yoksa?

     Sanırım evet. Ben bir karıncayım. Hem de işçi karınca. Ne emrediyorsa dünya; işte doğru o. Daha ötesi yok, olmamalı da zaten.

     Evet, küçük bebek… Sen ne istersen iste artık büyümek ve gerçekleri yaşamak zorundasın. Bu bir kural ve kuralların dışına çıkamazsın. Hiçbir kuralın ispatını soramazsın…

SEN BİR KARINCASIN.”

 

     Bu yazıyı altıncı sınıftan yedinci sınıfa geçerken yazmıştım. Geçenlerde çatı katında eski kitapların arsında buldum. Bulmam bayağı da iyi oldu. Bana unuttuğum bir gerçeği hatırlattı. Zavallı bir karınca olduğumu…

 

NOT: Bu hikâyedeki kahramanlar tamamen hayal ürünü olup gerçek hayattaki kişi ve karakterlerle bir alakası bulunmamaktadır.

J şaka şaka…

 

 

 
  Bugün 1 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol